Nisan 2012

William Shakespeare Sone 15

düşünüyorum da, dünyada büyüyen ne varsa
bir an tutunabiliyor yetkinlik noktasında
şu koca sahnede sergilenen tüm oyunlarsa
gizliden gizliye hep yıldızların etkisinde
bakıyorumda, bitkiler gibi çoğalıyor insanlar
aynı gökten açılıyor ya da kapanıyor yolları
gençlikte kabarıyor, inişe geçince sönüyorlar

Continue reading…

Karacaoğlan Arzularım Kaldı Şiiri

Arzularım kaldı bir Arap atta
Koyma kadir Mevla’m gamda firkatta
Düğünde bayramda ağır ziynette
Anar mı ola emmi dayı il bizi
Getir oğlan ben geyeyim postumu
Kimse bilmez garazımı kastımı
Gurbet ilde koydum geldim dostumu
Geri dönsem kınar m’ola il bizi
Dost elinden içtim içtim mat oldum
Kahpe felek güldü ben de şad oldum

Continue reading…

Fuzuli Mende Mecnun’dan Füzun

Mende Mecnun’dan füzun aşıklık istidadı var
Aşık-i sadık menem Mecnun’un ancak adı var
N’ola kan tökmekde mahir ola çeşmüm merdümü
Nutfe-i kabildürür gamzen kimi üstadı var
Kıl tefahur kim senün her var men tek aşıkun
Leyli’nin Mecnun’u Şirin’ün eger Ferhad’ı var
Ehl-i temkinem meni benzetme ey gül bülbüle
Derde yoh sabrı anun her lahza min feryadı var
Öyle bed-halem ki ahvalüm görende şad olur
Her kimün kim devr cevrinden dil-i na-şadı var
Gezme ey gönlüm kuşu gafil feza-yı ışkda

Continue reading…

Yunus Emre Ah Ölüm İsimli Şiiri

Yunus EmreYalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler

Continue reading…

Karacaoğlan Ağacın Eyisi Özünden Olur

Ağacın eyisi özünden olur
Yiğidin eyisi sözünden olur
İl için ağlayan gözünden olur
Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim
Yavrı keklik gibi kaynar eğlenir
Mis kokulu yağlar ile yağlanır
Sabah akşam türlü yazma bağlanır
Eğip geçer yeşil başın sevdiğim
Karacaoğlan der ki hoşça salınsın
Dursun yol üstünde bacı alınsın
Çözüver düğmeni göğsün görünsün
Nokta nokta benli döşün sevdiğim.
Karacaoğlan

William Shakespeare Sone 5 Şiiri

Her gözün takıldığı o bir içim su yüzü
Özenle, incelikle yaratan şu saatler
Birer zalim olup da vurunca yaman gürzü
O eşsiz güzellikten kalmaz hiç bir hoş eser
Durmak bilmeyen zaman, yazı söküp götürür
Yok eder iğrenç kışın kucağına atarak
Özsu, ayazda donar, sağlam yapraklar çürür
Güzellik kar altında, her yöne çıplak, çorak

Continue reading…

Friedrich Wilhelm Nietzsche’nin Hayatı

Alman filozof ve yazar. “Ebedi dönüş”, “Amor fati”, “Güç istenci”  ve “Üst-insan”  kavramlarını felsefe dünyasına kazandırmıştır. Çoğu edebiyat çevresince, Avrupanın en büyük yazarı olarak kabul edilmektedir. Yazdığı eserler zamana meydan okumuş ve 21. yüzyıl dahil tüm zamanların en fazla alıntı yapılan filozofu Friedrich Wilhelm Nietzsche olmuştur. “Thus Spoke Zarathustra”(Böyle Buyurdu Zerdüşt), “Ecce Homo”, “Die Geburt der Tragödie aus dem Geiste der Musik” (Müziğin Ruhundan Tragedyanın Doğuşu), “The Twilight of the Idol”s (Putların Alacakaranlığı) önemli eserlerindendir. Continue reading…

Yunus Emre Ağaç İsimli Şiiri

Yunus EmreGiderim ben yol sıra yavlak uzanmış bir ağaç
Böyle latif böyle şirin gönlüm aydur birkaç sıraç
Böyle uzamak ne manadır çünkü bu dünya fanidir
Bu fuzullük nişanıdır gel beri miskinliğe geç
Böyle latif beziniben böyle şirin düzünüben
Gönül Hakk’a uzanuban dilek nedir neye muhtaç
Ağaç karır devran döner kuş budağa birken konar
Dahi sana kuş konmamış ne güvercin ne hod turaç
Bir gün sana zeval ere yüce kaddin ine yere
Budakların oda gire kaynaya kazan kıza saç
Er sırrıdır sırrın senin er yeridir yerin senin
Ne yerdedir yerin senin sana sorarım ey ağaç
Yunus Emre sen bir nice eksikliğin yüz bin onca
Kur’ağaca yol sorunca teferrüclen yoluna geç.
Yunus Emre

Ali Özdemir Sevgiliye Mektup Gönül Toprağı

Ey Sevgili! Gönül toprağıma düştüğün andan itibaren, gözlerimdeki en saf yağmurlarla suladım, büyüttüm seni. Sen ki bahçemin tek çiçeği, tek gülüydün. Sonra birden açtın gönlümde, öyle güzel bir rengin vardı ki doğadaki bütün çiçeklere ve hatta alemdeki her şeye sen veriyordun rengini. Diyar-ı gönlümün yegane çiçeği. Öyle güzel kokuyordun ki, o kokuyu aldığım günden bu yana bir divane gibi gezmekteyim. Ey Diyar-ı Aşk! Neden gittin? Neden bıraktın gönlümde açmayı? Sensiz gönül toprağımın çölden farkı yok. Geceleri çöl ayazında, gündüzleri çöl sıcağında kavruluyorum.

Continue reading…