Aralık 2012
Pablo Neruda Buğdayın Türküsü
Halkım ben, parmakla sayılmayan
Sesimde pırıl pırıl bir güç var
Karanlıkta boy atmaya
Sessizliği aşmaya yarayan
Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa
Tohuma dururlar yeniden
Ve halk, toprağa gömülü
Tohuma durur bir yerde
Buğday nasıl filizini sürer de
Çıkarsa toprağın üstüne
Güzelim kızıl elleriyle
Sessizliği burgu gibi deler de
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde
Pablo Neruda
Sesimde pırıl pırıl bir güç var
Karanlıkta boy atmaya
Sessizliği aşmaya yarayan
Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa
Tohuma dururlar yeniden
Ve halk, toprağa gömülü
Tohuma durur bir yerde
Buğday nasıl filizini sürer de
Çıkarsa toprağın üstüne
Güzelim kızıl elleriyle
Sessizliği burgu gibi deler de
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde
Pablo Neruda
Keçiboynuzu Ve Keçiboynuzunun Faydaları
Keçiboynuzu (Ceratonia siliqua), baklagiller (Fabaceae) familyasından olup Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde doğal olarak yetişen ve baklaları (meyveleri) yenen, herdem yeşil çalı ya da ağaç formunda olan bir bitki türü. Uzun ömürlü ve boyu 10 m. kadar olan maki türü bir ağaçtır. Sert ve koyu yeşil yapraklıdır.
Nilüfer Ara Sıra Bazı Bazı Şarkı Sözü
Gözümle gördüm gönlümle sevdim seni
Vazgeçemem ki
Bin zulüm etsen sevemem desen yine
Git diyemem ki
Var mı söyle
Var mı söyle benim gibi Continue reading…
Vazgeçemem ki
Bin zulüm etsen sevemem desen yine
Git diyemem ki
Var mı söyle
Var mı söyle benim gibi Continue reading…
İlhan İrem Anlasana İsimli Şarkısının Sözü
Her sevincin her kederin
En ölümsüz sevgilerin
Sonsuz denen göklerin
Herşeyin bir sonu varsa
Ayrılıkların da sonu var
Bir gün çıkıp geleceksin
İçimde bir ümit var
Yeniden seveceksin
Yıllar var ki ben böyle
Bekliyorum özleminle
Anıların, umutların, kaldı bende
Anlasana
Biraz daha gerçekleri anlasana
Senden ayrı günlerimi
Sana nasıl anlatsam ki
Mevsimsiz çiçekler gibi
Yarım kaldım inan ki
Sensizliğin acısını
Sen nereden bileceksin
Sen hiç sensiz kalmadın ki
Mevsimleri saymadın ki
Yıllar var ki ben böyle
Bekliyorum özleminle
Anılarım, umutlarım, kaldı bende
Anlasana
Biraz daha gerçekleri anlasana
En ölümsüz sevgilerin
Sonsuz denen göklerin
Herşeyin bir sonu varsa
Ayrılıkların da sonu var
Bir gün çıkıp geleceksin
İçimde bir ümit var
Yeniden seveceksin
Yıllar var ki ben böyle
Bekliyorum özleminle
Anıların, umutların, kaldı bende
Anlasana
Biraz daha gerçekleri anlasana
Senden ayrı günlerimi
Sana nasıl anlatsam ki
Mevsimsiz çiçekler gibi
Yarım kaldım inan ki
Sensizliğin acısını
Sen nereden bileceksin
Sen hiç sensiz kalmadın ki
Mevsimleri saymadın ki
Yıllar var ki ben böyle
Bekliyorum özleminle
Anılarım, umutlarım, kaldı bende
Anlasana
Biraz daha gerçekleri anlasana
Söz-Müzik: İlhan İrem
Ayten Alpman Söyle Buldun mu Şarkı Sözü
Paul Verlaine Şiir Sanatı İsimli Şiiri
Arthur Rimbaud Cehennemde Bir Mevsim
Aldanmıyorsam bir zamanlar hayatım, önüne
bütün gönüllerin açıldığı, yoluna bütün şarapların
döküldüğü bir şölendi.
Bir akşamdı dizimi oturttum Güzelliği Terslik
edecek oldu İler tutar yerini bırakmadım ben de
Bayrak açtım adalete karşı.
Aldım başımı kaçtım. Ey büyücüler, size ey
bahtsızlık, ey nefret, hazinem size emanet
Azmettim, söndürdüm içerimde insan ümidi adına
bütün gönüllerin açıldığı, yoluna bütün şarapların
döküldüğü bir şölendi.
Bir akşamdı dizimi oturttum Güzelliği Terslik
edecek oldu İler tutar yerini bırakmadım ben de
Bayrak açtım adalete karşı.
Aldım başımı kaçtım. Ey büyücüler, size ey
bahtsızlık, ey nefret, hazinem size emanet
Azmettim, söndürdüm içerimde insan ümidi adına
Mirza Esedullah Han Galip Arif’e Mersiye
Ne olurdu baksaydın yollarıma bir süre daha
Yalnız niye gittin? Şimdi yalnız kal orada bir süre daha
Daha dün geldin, bugün, “Gidiyorum,” diyorsun
Kabul! fanisin, gideceksin, kalsaydın ya bir süre daha
Giderken diyorsun ki, “Kıyamette görüşürüz”
Ne ala! Demek var kıyamet anına bir süre daha
Ah, ey yaşlı felek! Gencecikti henüz Arif
Neyine dokunurdu, kalsaydı hayatta bir süre daha
Nadandır, “Niye ölmüyorsun sen de Galib?” diyenler
Yazgımızda varmış ölmeye dua bir süre daha.
Yalnız niye gittin? Şimdi yalnız kal orada bir süre daha
Daha dün geldin, bugün, “Gidiyorum,” diyorsun
Kabul! fanisin, gideceksin, kalsaydın ya bir süre daha
Giderken diyorsun ki, “Kıyamette görüşürüz”
Ne ala! Demek var kıyamet anına bir süre daha
Ah, ey yaşlı felek! Gencecikti henüz Arif
Neyine dokunurdu, kalsaydı hayatta bir süre daha
Nadandır, “Niye ölmüyorsun sen de Galib?” diyenler
Yazgımızda varmış ölmeye dua bir süre daha.
Mirza Esedullah Han Galip
∗ Mirza Esedullah Han Galip, 1810 yılında, henüz 13 yaşındayken Firuzpur valisinin küçük kardeşi Navvab İlahi Bahş’ın kızıyla evlendirilir. Yedi çocuğu olur Galib’in, ancak hiç biri 15 aydan fazla yaşamaz. Karısı, Galib’in de iznini alarak yeğeni Zeynel Abidin Arif’i evlat edinir, ancak o da gençlik çağındayken vefat eder. Onun ölümü üzerine yazdığı mersiyeden birkaç beyit, Galib’in nasıl bir ıstırap çektiğini gösterir.