yürü, can gözünü aç
şu aşıklara bir bak hele
nasıl sarmaş dolaş, gönül gibi bir şey olmuşlar
nasıl gelmişler can gibi
elsiz, ayaksız hale
bahçeden daha güler yüzlü onlar
gülden daha güler yüzlü
bilgiden daha doğru
akıldan daha hünerli
serviden daha hür
ölmezlik suyundan daha arı, duru
hep zerreler gibi hovardalar
güneş onlara kaftan
balçığa ayak basmışlar
baş komuşlar gönül dizine
kanların üzerinden geçmişler
kan denizlerin dalgaları arasından
etekleri gene tertemiz
bir şey bulaşmadan eteklerine
diken içindeler
ama gül gibiler
hapisteler
ama şarap gibiler
balçık içindeler
ama gönül gibiler
gece içindeler
ama sabah gibiler
sen onların şarabını bir iç de gör
nasıl birdenbire ferah olur, aydınlanır yüreğin
birdenbire nasıl unutulur her şey
nasıl birdenbire gözlerinin içi güler
Mevlana
- Pablo Neruda Atlar İsimli Şiiri
- Yunus Emre Yusuf’u Kaybettim Şiiri