Hz. Muhammed Kurban Hakkında Hadisi Şerif

Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin.
Hz. Muhammed (s.a.v)
Tirmizi, Edahi,1

∗ Kurban Arapça bir kelime olup, sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelir. Kurban, dini bir terim olarak, Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet amacıyla, belirli şartları taşıyan kurbanlık olabilecek hayvanları usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaç uğrunda kesilen hayvanı ifade eder. (İbn Âbidin, Reddu’l-Muhtar, VI, 312). Kurban Bayramında kesilen kurbana udhiye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir. Akıllı, özgür, yerleşik ve dini ölçülere göre zengin sayılan mümin bir kul, ilahi rızayı kazanmak amacıyla kurbanını kesmekle hem Allah’a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır. (Serahsi, el-Mebsut, XII, 8; İbn Nüceym, el-Bahru’r-Raik, VIII, 197). Bu ibadetin ruhunda Hakka yakınlık ve halka fedakarlıkta bulunma anlayışı vardır. Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir. (İbn Rüşd, Bidayetü’l-Müctehid, Mısır, 1975, I, 429). Hanefi mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur. (Merğinani, el-Hidaye, IV, 70). Kurban, fıkhi hükmü ne olursa olsun, Müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dini hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Kurban, bir Müslüman’ın bütün varlığını gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.

Veysel Karani Sözleri

Ya Rab! Çok uyutma bu gözlerimi de gaflete sokma beni. Her dem uyanık kalayım da aldığım her nefeste seni anayım. Ya Rab! Dünyanın yalan nimetleri ile doldurma karnımı, fakirleri, garipleri, açları unutturma bana. 
 
 
 
Ya Rabbi, çok uyuyan gözden, çok yiyen karından sana sığınırım.
Veysel Karani

Yunus Emre Beni İrşad Eden Şiiri

Ağla gözüm ağla, gülmezem ayruk
Gönül dosta gider, gelmezem ayruk
Ne gam bunda bana, bin gez ölürsem
Anda ölüm olmaz, ölmezem ayruk
Yansın canım, yansın aşkın oduna
sAksın kanlı yaşım aksın, silmezem ayruk
Göyündüm aşk ile, ta kül olunca
Boyandım rengine, solmazam ayruk
Beni irşat eden mürşid-i kamil
Yeter, bir el almazam ayruk
Varlığım yokluğa denişmişem ben
Bugün, cana, başa kalmazam ayruk
Fenadan bekaya göç eyler olduk Devamını Oku

Mevlana Geçer Dediklerimi Geçirdim Şiiri

duyduğum, dokunduğum, gördüğüm
tattığım, kokladığım için var bu dünya
farkında olduğum için
kendim yazdım, kendim oynadım en başından beri
o yüzden ki bir dünya yarattım
roller verdim sahnedekilere
sevdim, sevgilim, paylaştım, dostum dedim
en derinimde hissettim
annem, kızdım da kıyamadım, babam dedim
geçer dediklerimi geçirdim Devamını Oku

Yunus Emre Behey Kardaş Şiiri

Be hey kardaş Hakk’ı bulam mı dersin,
Hakk’a yarar amel işlemeyince.
Tarikat sırrına erem mi dersin,
Kamil mürşid sana söylemeyince.
Özenirsen gardaş, tevhide özen,
Tevhiddir nefsinin kal’asın bozan.
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan?
Çevre yanın ateş eylemeyince.
Değme kişi gönül evin düzemez,
Hakk’ın taktirini kimse bozamaz.
Tarikat ummandır dalıp yüzemez,
Aşkın deryasını boylamayınca.
Aşkım galip geldi yüreğim harlar,
Aşık olan ar-ı namusu n’eyler.
Be hey Yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyim mi söylemeyince.
Yunus Emre

Yunus Emre Bilmediler Şiiri

Hakikatin manasın şerh ile bilmediler,
Erenler bu dirliği riya dirilmediler.

Hakikat bir denizdir, şeriattır gemisi,
Çoklar gemiden çıkıp denize dalmadılar.

Bunlar geldi tapıya şeriat tuttu durur,
İçeri girenleri ne varın bilmediler.

Şeriat oğlanları bahis dava kılarlar,
Hakikat erenleri davaya kalmadılar.

Dört kitabı şerh eden asidir hakikatte,
Zira tefsir okuyup, manasın bilmediler. Devamını Oku