Kahverengi bir salon, cila ve meyva kokan Kurulmuş koca iskemleye tıkınıyordum Bir Belçika yemeği, buyursun canı çeken Yeter ki karnım doysun, aldırmayıp yiyordum Rahattım oh ne güzel çalar saatin sesi Derken, mutfak açıldı, sürünmüş, sürmelenmiş Kılık kıyafetine ise biraz boş vermiş Yanaştı cilvelenip aşevi hizmetçisi İstediği tatlı bir öpücüktü sanırım Belçikalı kızları bakışından tanırım Fazla çatal kaşıkları masadan topladı Dudak büktü gülerek çocuk bir yüzle bana Bastırıp parmağını şeftali yanağına Buramı üşütmüşüm, dokun anlarsın.dediArthur Rimbaud