Çınlıyor kafamda
Kurbağaların sesi
Yok
Kurbağaların değil
Bu devlerin nefesi
Çın çın
Çınlıyor kafamda
Kurbağaların sesi
Doğmuyor içime ötesi
Şiir
Devlerin işi
Benim gibi bir cüce kişi
Yeltenmesin sakın
Devlerle boy ölçüşmeye
Ne o
Nedir o
Birden bire karşımda beliren
Arka ayakları üstünde duran
Garip yaratık
Nasıl da bakıyor
Toparlak gözleriyle
Hiç kıpırdamadan bana
Bak
Titremeye başladı şimdi
Bu cumcuma
O titredikçe
Görünmez teller havada
Çarpıyor suratıma
Dur diyorum sana
Ne oluyor bu titremek
Dinlemiyorsun
Dinlemek istemiyorsun demek
Öyleyse seni
Gebertmek gerek
Uzatarak elimi yanımda yanan muma
Ateşini tuttum yaratığın başına
Ve ateş
Büyüdü
Büyüdü
Ikiye bölündü
Bir parçası
Top top
Uçtu havaya
Ve bu ateşten top havalarda dolaştı
Geldi
Yuvarlandı Düştü önüme
Erimiş demirden sıcak
Cam gibi parlaktı bu yuvarlak
Yaratığın başındaki ateş ise
Yandı
Yandı
Ve söndü
Yaratığı deliye döndürdü
Başladı sıçramaya
Yüzünü yerelere sürüp
Öteye beriye koşuşmaya
Ağzı burnu şişmişti
Gelip tam karşıma dikildi
Parlak gözlerini gözlerime dikti
Ve bekledi
Bak
Şimdi karşımda
Bir şair de belirdi
Şair bağırıyor,çağırıyor
“kalem! Kalem!”
Diye haykırıyor
Doğdu demek içine
Kalem arıyorsun demek
Döktürmek için kağıdın üzerine
Kalem ha
Yazacaksın
Yazacaksın da
Yazılarımı bir yana atarak
Yazılarını okuyacaklar
Bana cüce deyip
Seni dev sanacaklar
Yok sana kalem
Yok
Nafile yere bağırıp çağırma
Kim koşar imdadına
Ne o
Karşımdaki yaratık sallandı
Bir o yana
Bir bu yana
Ve bir kalem atarak
Şairin kucağına
Sessiz bir kahkaha salıverdi
Bakarak suratıma
Çın çın
Çınlıyor kafamda
Kurbağaların sesi
Yok!
Kurbağaların değil
Bu devlerin nefesi Söz-Müzik: Erkin Koray