bir tavşan durdu da yoncalarla kıpır kıpır çıngırak çiçekleri arasında, örümcek ağları içinde doğru dua etti gökkuşağına kayıplara mı karışacaktıo dört başı mamur taşlar ya çiçekler tam açmışken hem de çöp içinde yüzen ana cadde boyunca kerevetler dizildi minyatürlerdeki gibi yukarılara asılmış bir denize doğru kaldırıldı, gemiler çekildi
İçinde öpücükler uyuyan Görkemli çiçeklerle donanmış Yaprakları nakış gibi oyan Mücevher kutusu, altın bir baş Beyaz dişleriyle, Kır Tanrısı Kırmızı çiçekleri otluyor Ağzında şarap ve kan tortusu Bakıp bakıp gülmekten çatlıyor Kaçtı arasından yaprakların
Yemyeşil bir çukur, burada bir ırmak çağlar Gümüş paçavraları atlara çılgınca takan Burada güneş mağrur dağın tepesinden parlar Küçük bir vadi ki bu köpürür ışıklardan Genç bir asker uyuyor, başı çıplak, ağzı açık Ve ensesi taze mavi terlerle yıkanmış Yeşil yatağına yağmur gibi yağıyor ışık Bulutların altında, solgun otlara uzanmış Hasta çocuklar gibi uykuda gülümsüyor Devamını Oku
Yıldızların vurduğu durgun, karanlık suda Beyaz Ofelya, büyük, beyaz bir zambak gibi Gelin esvapları içinde dalgalanmada Uzak ormanda yerlilerin gürültüleri Mahzun Ofelya, beyaz bir tayf gibi, yıllardır Dolaşır bu siyah nehrin suları içinde Deliliği içinde bir şarkı mırıldanır Bir çocukluk şarkısı, akşam serinliğinde Rüzgar göğsünü öper ve açar yaprak yaprak Devamını Oku
Kahverengi bir salon, cila ve meyva kokan Kurulmuş koca iskemleye tıkınıyordum Bir Belçika yemeği, buyursun canı çeken Yeter ki karnım doysun, aldırmayıp yiyordum Rahattım oh ne güzel çalar saatin sesi Derken, mutfak açıldı, sürünmüş, sürmelenmiş Kılık kıyafetine ise biraz boş vermiş Yanaştı cilvelenip aşevi hizmetçisi Devamını Oku
Ölü sularından iniyordum nehirlerin Baktım yedeçilerim iplerimi bırakmış Cırlak kızılderililer, nişan almak için Hepsini soyup alaca direklere çakmış Bana ne tayfalardan; umurumda değildi Pamuklar, buğdaylar, Felemenk ve İngiltere Bordamda gürültüler patırtılar kesildi Sular aldı gitti beni can attığım yere Devamını Oku
Aldanmıyorsam bir zamanlar hayatım, önüne bütün gönüllerin açıldığı, yoluna bütün şarapların döküldüğü bir şölendi. Bir akşamdı dizimi oturttum Güzelliği Terslik edecek oldu İler tutar yerini bırakmadım ben de Bayrak açtım adalete karşı. Aldım başımı kaçtım. Ey büyücüler, size ey bahtsızlık, ey nefret, hazinem size emanet Azmettim, söndürdüm içerimde insan ümidi adına