Doruktan senin için kopardım bu çiçeği
O sarp bayırdan hani, suya iner eteği
Kartalın bildiği yalnız ve yaklaşabildiği
Sessizce serpilmişti kayanın çatlağında
Gölgeler yıkıyordu burnun sağrılarını
Açıkça görüyordum bir yengi alanında
Nasıl kızıl ve parlak bir utku anıtı
Olanca görkemiyle bir anda kurulursa
İşte tıpkı öylece
Güneşin gömülüp gittiği yerde gece
Bulutlardan bir taç yapıyordu kendine
Yelkenliler bir bir erirken uzakta