Pencereden atları gördüm Berlin’deydim, kıştı Işık Işıksızdı, gökyüzü yoktu gökyüzünde Havanın aklığı ıslak bir ekmek gibi Ve penceremden boş bir sirk Kışın dişleriyle kemirilmiş Ansızın bir adamın yedeğinde On at göründü sislerin içinden Çıkarken titremediler, ateş gibi O saate kadar bomboş olan Evreni doldurdular gözlerimde
ver elini
bir adaya gidelim
yanımıza o üç şeyi almadan
iki tekil şahıs olarak kalalım
üçüncü şahıslardan ırak
ver elini
bir dağa çıkalım
alalım karşımıza evreni