Hz. Muhammed Sıkıntı Hakkında Hadisi Şerif

Hz. MuhammedKim, (mü’min) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanın (kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onun ( bir kusurunu) örter.
Hz. Muhammed (s.a.s)
Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58

Hz. Muhammed Müminler Hakkında Hadisi Şerif

Hz. MuhammedMüminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede ve birbirlerine şefkat göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuz kalıp acı çekerler.
Hz. Muhammed (s.a.s)
( Müslim,”Birr”,66)

Hz. Muhammed Arınmak Hakkında Hadisi Şerif

Hz. MuhammedAllahım! Hatalarımı kar ve soğuk su ile temizle. Beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi de hatalardan arındır.
Hz. Muhammed (s.a.s)
(Nesaî, “Taharet”, 49; Ayrıca bk. Buhârî, “De’avât”, 38, 43-45; Müslim, “Zikir”, 49)

Hz. Muhammed Çocuk Hakkında Hadisi Şerif

Hz. MuhammedAllahım! Mal, aile, çocuk olarak insanlara verdiklerinin hayırlısını dilerim, sapıtan ve saptıranları değil.
Hz. Muhammed (s.a.s)
(Tirmizî, “De’avat”, 124)

Hz. Muhammed Nefis Hakkında Hadisi Şerif

Cehennem nefse hoş gelen şeylerle kuşatılıp örtülmüştür. Cennet ise zorluklar ve nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır.
Hz. Muhammed (s.a.s)
(Buhârî, “Rikâk”, 8; Müslim, “Cennet”, 1)

∗ Nefs, kelimesi tasavvufta iki manaya gelir. Hayvani nefs ve insani nefs manalarına gelir. Hayvani nefs, bir şeyin özü, zatı, kendisi anlamındadır. Hayvani nefs, yaradılmışlar alemindendir . İnsani nefsin bineği ve bütün şehvetlerin kaynağıdır. His, hareket ve hayat kaynağıdır . Hayvani nefs, beş duyu organı ve diğer kuvveler vasıtasıyla hayatı, eşyayı kavrar. İnsani nefs, Rabbin emrinden olan insani ruh, manevi sıfat anlamındadır. Hayvanlarda bulunmayan bu nefse, konuşan insani nefs , nefs -i natıka da denir. Emr Alemindendir.Allahu Teala tarafından insana üfürülen ruh, bedene taalluk edince  nefs  adını alır. Yeri iki kaşın arasıdır. İnsanın içi ve dışıyla irtibatlıdır. Asıl hakimiyeti beyin ve manevi bir latife olan kalp üzerindedir. Yürek dediğimiz kanı pompalayan maddi kalple de irtibatlıdır. Bu nefs hayvani nefse mağlup olursa, hayvanların aşağısında şeytanların mertebesine düşebilir. Mevla’nın yardımıyla hayvani nefse galip gelirse, ruhanileşip meleklerden üstün mertebelere çıkabilir.Şayet kalp nefse tabi olursa, o zaman hayvanî nefs ; toprak, su, hava, ateş lâtifelerinin yardımıyla ruh lâtifesinin yolunu keser. İnsanı mütemadiyen aşağılara doğru çeker. Toprak, ibadette gevşekliğe ve Allah’ın emirlerine uymamaya sevk eder. Su, riya ve münafıklığa götürür. Ateş, gazap, kin, hiddet, intikama yöneltir. Hava ise, kibir ve benliğe sevk eder. Böylece nefs , askerleriyle birlikte akıl ve diğer lâtifeleri emrine alır.

Hz. Muhammed Kurban Hakkında Hadisi Şerif

Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin.
Hz. Muhammed (s.a.v)
Tirmizi, Edahi,1

∗ Kurban Arapça bir kelime olup, sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelir. Kurban, dini bir terim olarak, Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet amacıyla, belirli şartları taşıyan kurbanlık olabilecek hayvanları usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaç uğrunda kesilen hayvanı ifade eder. (İbn Âbidin, Reddu’l-Muhtar, VI, 312). Kurban Bayramında kesilen kurbana udhiye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir. Akıllı, özgür, yerleşik ve dini ölçülere göre zengin sayılan mümin bir kul, ilahi rızayı kazanmak amacıyla kurbanını kesmekle hem Allah’a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır. (Serahsi, el-Mebsut, XII, 8; İbn Nüceym, el-Bahru’r-Raik, VIII, 197). Bu ibadetin ruhunda Hakka yakınlık ve halka fedakarlıkta bulunma anlayışı vardır. Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir. (İbn Rüşd, Bidayetü’l-Müctehid, Mısır, 1975, I, 429). Hanefi mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur. (Merğinani, el-Hidaye, IV, 70). Kurban, fıkhi hükmü ne olursa olsun, Müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dini hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Kurban, bir Müslüman’ın bütün varlığını gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.