Her sabah vakti ses geldi kulağıma
Zikr söyle!” dedi, zikrini söyleyip yürüdüm ben işte
Aşıksızları gördüm ise, yolda kaldı
O sebepten aşk dükkanını kurdum ben işte
Onbirimde rahmet deryası dolup taştı
“Allah!” dedim, şeytan benden uzak kaçtı
Hay u heves, ben-bencillik durmayıp göçtü
On ikide bu sırları gördüm ben işte Continue reading…
Hoca Ahmet Yesevi
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Namazını kılıp yerden kaldırdılar
Bir anda cennet içine ulaştırdılar
Ruhunu alıp “İlliyyin” cennetine girdirdiler
O sebepten altmış üçte girdim yere
Allah, Allah yer altında vatan eyledi
Münker Nekir “Men rabbük?” deyip soru sordu
Arslan Baba’m İslam’ından beyan eyledi Continue reading…
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Beş yaşımda belimi bağlayıp ibadet eyledim
Nafile oruç tutup âdet eyledim
Gece gűndüz zikrini deyip rahat eyledim
O sebepten altmış üçte girdim yere
Altı yaşta durmadan kaçtım insanlardan
Göğe çıkıp ders öğrendim meleklerden
İlgimi kesip bütün tanıdık bağlardan
O sebepten altmış üçte girdim yere Continue reading…
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Arş üstünde namaz kılıp dizimi büktüm
Dileğimi deyip, Hakka bakıp yaşımı döktüm
Yalancı aşık, sahte sufi gördüm, kötüledim
O sebepten altmış üçte girdim yere
Candan geçmeden “Hu Hu” demenin hepsi yalan
Bu arsızdan sormayın sual, yolda kalan
Hakk’ı bulanın özü gizli, sözü gizli
O sebepten altmış üçte girdim yere
Bir yaşımda ruhlar bana pay verdi Continue reading…
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
“İnna fetehna… “yı okuyup anlam sordum
Işık saldı, kendimden geçip cemal gördüm
Hocam vurup “Sus'” dedi, bakıp durdum
Yaşımı saçıp, çaresiz olup durdum ben işte
“Ey cahil, gerçek bu!” diye söyledi, bildim
Ondan sonra çöller gezip Hakk’ı sordum
Nasip etti, şeytanı tutup bindim Continue reading…
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Evladım deyip Hakk Mustafa eyledi kelam
Ondan sonra bütün ruhlar eyledi selam
Rahmet denizi dolup taş, diye yetişti haber
O sebepten altmış üçte girdim yere.
Rahim içinde belirdim, ses geldi
Zikir söyle! dedi, organlarım titreyiverdi
Ruhum girdi, kemiklerim Allah dedi
O sebepten altmış üçte girdim yere Continue reading…
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Ey dostlar, kulak verin söylediğime
Ne sebepten altmış üçte girdim yere
Miraç sırasında Hak Mustafa ruhumu gördü
O sebepten altmış üçte girdim yere
Hakk Mustafa Cebrail’den eyledi sual
Bu nasıl ruh, bedene girmeden buldu kemal
Gözü yaşlı, halkın başcısı, bedeni hilal
O sebepten altmış üçte girdim yere
Cebrail dedi: Ümmet işi size tam hak Continue reading…
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Hurma verip, başımı okşayıp nazar eyledi
Bir fırsatta ahirete doğru sefer eyledi
“Elveda” deyip bu alemden göç eyledi
Medreseye varıp, kaynayıp coşup taştım ben işte
Sünnet imiş, kafir de olsa, verme zarar
Gönlü katı, gönül inciticiden Allah şikayetçi
Allah şahid, öyle kula “Siccin” hazır
Bilgelerden işitip bu sözü söyledim ben işte Continue reading…
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Mürşid-i kamil hizmetinde gidip yürüdüm
Hizmet kılıp göz yummadan hazır durdum
Yardım etti, Şeytanı kovalayıp sürdüm
Ondan sonra kanat çırpıp uçtum ben işte
Garip, fakir, yetimleri sevindiresin
Parçalayıp aziz canını eyle kurban
Yiyecek bulsan, canın ile misafir
Hak’tan işitip bu sözleri dedim ben işte Continue reading…
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Vah ne yazık, sevgi kadehini içmeden,
Çoluk çocuk, ev barktan tam geçmeden
Suç ve isyan düğümünü burada çözmeden
Şeytan galip, can verirken de şaştım ben işte
İmanıma çengel vurup kıldı gamlı,
Mürşid-i kamil Hazır ol! deyip saçtı koku
Lanetli şeytan benden kaçıp korkusuz gitti kirli
Allah’a hamd olsun, iman nuru açtım ben işte
Hoca Ahmet Yesevi
Divanı Hikmet
1. Hikmet
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Gönlüm katı, dilim acı, özüm zalim
Kur’an okuyup amel kılmıyor sahte alim
Garip canımı harcayayım, yoktur malım
Haktan korkup ateşe düşmeden piştim ben işte
Altmış üçe yaşım ulaştı, geçtim gafil
Hakk emrini sıkı tutmadım, kendim cahil
Oruç, namaz kazaya bırakıp oldum ergin
Kötüyü izleyip iyilerden geçtim ben işte
Hoca Ahmet Yesevi
Divanı Hikmet
1. Hikmet
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Akıllı isen, gariplerin gönlünü avla
Mustafa gibi ili gezip yetim ara
Dünyaya tapan soysuzlardan yüzünü çevir
Yüz çevirerek derya olup taştım ben işte
Aşk kapısını Mevlam açınca bana değdi
Toprak eyleyip “Hazır ol!” deyip boynumu eğdi
Yağmur gibi melametin oku değdi
Ok saplanıp yürek, bağrımı deştim ben işte.
Hoca Ahmet Yesevi
Divanı Hikmet
Hikmet 1
Hoca Ahmet Yesevi Divanı Hikmet’den
Ümmet olsan, gariplere uyar ol
Ayet ve hadisi her kim dese, duyar ol
Rızk, nasip her ne verse, tok gözlü ol
Tok gözlü olup şevk şarabını içtim ben işte
Medine’ye Rasul varıp oldu garip
Gariplikte sıkıntı çekip oldu sevgili
Cefa çekip Yaradan’a oldu yakın Continue reading…
Hoca Ahmet Yesevi Divan-ı Hikmet
Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol
Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaşı ol
Mahşer günü dergahına yakın ol
Ben benlik güden kişilerden kaçtım ben işte.
Garip, fakir, yetimleri Rasul sordu
O gece Mirac’a çıkıp Hakk cemalini gördü
Geri gelip indiğinde fakirlerin halini sordu
Gariplerin izini arayıp indim ben işte.
Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaşı ol
Mahşer günü dergahına yakın ol
Ben benlik güden kişilerden kaçtım ben işte.
Garip, fakir, yetimleri Rasul sordu
O gece Mirac’a çıkıp Hakk cemalini gördü
Geri gelip indiğinde fakirlerin halini sordu
Gariplerin izini arayıp indim ben işte.
Hoca Ahmet Yesevi
Divan-ı Hikmet
I. Hikmet
Hoca Ahmet Yesevi Divan-ı Hikmet’den
Bismillah deyip beyan ederek hikmet söyleyip
Taleb edenlere inci, cevher saçtım ben işte
Riyazeti sıkı çekip, kanlar yutup
İkinci defter” sözlerini açtım ben işte
Sözü söyledim, her kim olsa cemale talip
Canı cana bağlayıp, damarı ekleyip
Garip, yetim, fakirlerin gönlünü okşayıp
Gönlü kırık olmayan kişilerden kaçtım ben işte
Hoca Ahmet Yesevi
Divan-ı Hikmet
Hikmet I
Taleb edenlere inci, cevher saçtım ben işte
Riyazeti sıkı çekip, kanlar yutup
İkinci defter” sözlerini açtım ben işte
Sözü söyledim, her kim olsa cemale talip
Canı cana bağlayıp, damarı ekleyip
Garip, yetim, fakirlerin gönlünü okşayıp
Gönlü kırık olmayan kişilerden kaçtım ben işte
Hoca Ahmet Yesevi
Divan-ı Hikmet
Hikmet I