Faruk Nafiz Çamlıbel Çoban Çeşmesi Şiiri

Derinden derine ırmaklar ağlar
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi
Ey suyun sesinden anlayan bağlar
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi
Gönlünü Şirin’in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca
O hızla dağları Ferhad yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi
O zaman başından aşkındı derdi
Mermeri oyardı, taşı delerdi
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi
Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi
Vefasıs Aslı’ya yol gösteren bu
Kerem’in sazına cevap veren bu
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu
Sızmazdı toprağa çoban çeşmesi
Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda
Ateşten kızaran bir gül arar da
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi
Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar
Tarihe karıştı eski sevdalar
Beyhude seslenir, beyhude çağlar
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi.
Faruk Nafiz Çamlıbel

Ali Özdemir Sana Mektup Ey Can-ı Aşk

Bırak zaman denilen o ırmağa kendini
Ulaştırır seni deryaya
Bırak kaygı duymayı geçmişten gelecekten
Anı yaşamak nerde kaldı
Sen yük ettikçe kendine hayatı
Gücün yetmez hamlığı bırak
Bir an olsun kaygın bitmez mi
Anı yaşamaya bak
Gel bu alem dönüyor madem aşk ile
Sende salın gece gündüz aşk ile
Derdini sev demiyorum sen şarap iste ondan
Meyhane açar gizli sözlerin kapısını gelir ilham
İç iç ki özün şaraba katışsın

Devamını Oku

Mevlana Hazretleri Bu Ayrılık İsimli Şiiri

Kusuruma bakmayın benim dostlar
Bağışlayın beni
Ben davullara, bayraklara aldırmayan
Bir padişahın yoluna düşmüşüm
Deli divane olmuşum
Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben
Çok uzaklardan geçen bir hayal gibi
Ama yok da sayılmam hani
Var olan bir şeyim ben
Haydi ben bensiz geleyim sen sensiz gel

Devamını Oku