Ey Sevgili! Gönül toprağıma düştüğün andan itibaren, gözlerimdeki en saf yağmurlarla suladım, büyüttüm seni. Sen ki bahçemin tek çiçeği, tek gülüydün. Sonra birden açtın gönlümde, öyle güzel bir rengin vardı ki doğadaki bütün çiçeklere ve hatta alemdeki her şeye sen veriyordun rengini. Diyar-ı gönlümün yegane çiçeği. Öyle güzel kokuyordun ki, o kokuyu aldığım günden bu yana bir divane gibi gezmekteyim. Ey Diyar-ı Aşk! Neden gittin? Neden bıraktın gönlümde açmayı? Sensiz gönül toprağımın çölden farkı yok. Geceleri çöl ayazında, gündüzleri çöl sıcağında kavruluyorum.