Tuğrul Bey, 990 tarihinde Horasan’da doğdu. Tuğrul, çakırdoğan, yırtıcı kuş demektir. Tuğrul Bey, Büyük Selçuklu Devleti’nin kurucusu ve ilk hükümdarıdır. Tuğrul Bey, Oğuzlar’ın Kınık boyundan olan Selçuk Bey’in torunudur. Tuğrul Bey’in babası Mikail Bey, akın esnasında şehit düşünce, dedesi Selçuk Bey’in yanında büyümüştür. Tuğrul Bey’in çocukluğu Cend şehrinde geçti. Tuğrul Bey, Gaznelilerin, Selçuk Bey’in oğlu Arslan Yabguyu esir almasından sonra 1025 yılında Selçukluların başına geçti. Altun Can Hatun ile evlendi. Selçuklulara yeni bir yurt arayan Tuğrul Bey komutasındaki Türkler Horasan’a göç ettiler. 1028-1029 yılları arasında kardeşi Çağrı Bey ile birlikte Merv ve Nişabur kentlerini ele geçirdi. Buhara ve Belh kentlerine seferler düzenledi. Tuğrul Bey, 1038 yılında Nişabur’da kendini sultan ilan etti. Tuğrul Bey, 1040 Mayısında çölden çıkıp, Serhas’ta Gazneli ordusuyla karşılaştı. Gazneliler ot ve yiyecek sıkıntısı çektiğinden Merv’e hareket edince, Tuğrul Bey’in kumandasındaki Selçuklular, sağdan ve soldan taarruzla Gaznelileri taciz ettiler. Dandanakan Kalesi önünde yapılan asıl muharebede Gazneliler bozuldular. 23 Mayıs 1040 tarihinde kazanılan Dandanakan Zaferiyle, Tuğrul Bey tekrar tahta oturdu. Tuğrul Bey zafer sonrasında ele geçen ganimetle zenginleşip, kumandanlara pekçok ihsanlarda bulundu. Kurultay toplandı. Kurultayda devletin temel stratejisi tespit edilip, planlar yapıldı. Bağdat’taki Abbasi halifeliğine bağlılık ve hürmet ifade eden mektup gönderildi. Tuğrul Bey, kardeşi Çağrı Bey’i Horasan valisi tayin eden Tuğrul Bey İran’ın büyük bir bölümünü ele geçirdi ve Selçuklu topraklarını Anadolu’ya kadar genişletti. 1055 yılında Bağdad merkezli Abbası halifesi olan Kaim Bağdat’ı ellerinde bulunduran Şii mezhepli Buveyhoğulları’na olan bağımlılıktan kurtulmak için Bağdat’lı ünlü alim, fakih ve kadı Mavardı’yı Tuğrul Bey’e gönderek Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey’den yardım istedi. Bağdat’a asıl iktidar gücü olan halifelik muhafız güçleri komutanı olan Türk asıllı ama Şii mezhepli “Basasırı” destek görmeyi önceden kabul etti. Ama sonra “Basasırı” bu görüşünden ayrıldı ve Buveydiler ile aksi düştü. Halife Kaim de bu ayrılıktan istifade edip Tuğrul Bey’i Bağdat’a davet etti. Tuğrul Bey Abbasi halifesini Şii’lerden kurtarmak için 1055’te Bağdat’a yaptığı seferde Buveyhoğuları ile savaştı ve onları ağır bir yenilgiye uğrattı. Irak’da son Buveyoğulları hükümdarı olan El-Meliku’r-Rahim’i esir alan Tuğrul Bey bu devlete son verdi. Tuğrul Bey Bağdat’a girip Abbasi halifeliğinin koruyuculuğunu üzerine aldı. Fakat tam bu sırada Selçuklu idaresinde bulunan ülkede Tuğrul Bey aleyhine üvey kardeşi İbrahim Yinal isyan etti ve büyük sayıda Türkmen de bu isyana katıldı. Tuğrul Bey isyancı üvey kardeşi İbrahim Yinal ve Buveyhoğulları orduları ile zor bir savaşa girmek zorunda kaldı. Aralık 1058’de 400 atlı süvari bedevi Banu Hilal aşiret birlikleri başlarında 1055’de Bağdat’dan sürülmüş Basasırı olarak Bağdad’ı işgal ettiler. Şehirde camilerde Kahire’de bulunan Şii Fatimiler halifesi Mustensir adına hutbe okuttular. 1060 yılında Tuğrul Bey İbrahim Yinal isyanini bastırdı ve Fatimilerin eline geçmiş olan Bağdat’ı ele geçirdi. Abbasi halifesi Kaim’in tekrar Bağdat’a dönmesini sağlayan Tuğrul Bey, halifenin kızı Seyyide Fatıma el-Betül ile evlendi. Halife Kaim, Tuğrul Bey’e Sultan, Ruknu ʾd-Devle (Dinin direği) ve Malikul-Meşrik ve Magrib (Doğu’nun ve Batı’nın Sultanı) unvanlarıni verip onu Sultan ilan etti. Tuğrul Bey’in ilk eşi tutulmuş olduğu hastalıktan 1060 yılında Cürcan’da vefat etmiştir. Eşini kaybetmekten derin üzüntü duymuş olan Tuğrul Bey, eşinin cesedini Büyük Selçuklu Devleti’nin başkenti Rey kentine getirtirmiş ve orada defnettirmiştir. Tuğrul Bey, devamlı mücadeleyle geçen uzun yıllar sonunda çok büyük işler başardı. Dünyanın en büyük devletlerinden birini kurup, Türk İslam alemine çok hizmeti geçti. Maveraünnehr’den Anadolu’ya, Irak’tan Azerbaycan ve Kafkasya’ya kadar olan ülkede huzur ve emniyet tesis etti. Yirmi sekiz ülkeye kendi hakimiyetini kabul ettirdi. Zirai, ticari faaliyet neticesinde iktisadi hayat gelişip, refah seviyesi yükseltildi. Bizans akınlarında çok ganimet alınıp, büyük gelir elde edildi. Devlet teşkilatı muazzam şekilde tesis edilip, kuvvetli temeller üzerine oturtuldu. Selçuklu devlet teşkilatı, devrinde ve sonra kurulan Türk ve İslam devletlerine örnek oldu. Tuğrul Bey, yirmi beş yıl adalet, ihsan ve gazalarla geçen hükümdarlıktan sonra, hastalandı. Tuğrul Bey 4 Eylül 1063 tarihinde 73 yaşındayken çocuksuz olarak İran’ın Rey kentinde vefat etmiş ve yerine yeğeni Alp Arslan geçmiştir.Tuğrul Bey adil, vakur, cömert, samimi, iyi ve yumuşak huylu bir şahsiyetti. Halkı tarafından sevilen bir hükümdar ve ordusunca tam bağlanılan kuvvetli bir kumandandı. “Kendime bir saray yapıp da yanında bir cami inşa etmezsem, Allahu Teala’dan utanırım” sözü, Tuğrul Bey’in dini duygularını çok güzel ifade etmektedir.